Kitaplık
KİTAPLIK
 


 

Körler Düşerken
Kuşatılan Şehre Nafile Mektuplar
Orhan Gökdemir
Destek Yayınları
Aralık 2010, 208 Sayfa, 12,00 TL

Bir gün bir şehirden kalkarsın, bir başka şehre doğru yola koyulursun. Terk ettiğin şehri tanımamışsındır daha, sokaklarında adamakıllı yürümemişsindir. Geride bıraktığın şehir, nüfus kağıdındaki bir kayıt bilgisinden ibaretse, o şehri terk etmiş bile sayılmazsın.

Sonra neden geldiğini bilmediğin bir başka şehir kucaklar seni, sarar, sarmalar. Bütün sokaklarında yürürsün, bütün duraklarında beklersin, bütün martılarıyla selamlaşırsın... Fakat bu kez de o şehir terk eder seni, fark edersin ki nüfus kağıdında kaydı bile yoktur bu terk edişin.

"Yanıyorum ateşimi körükle, boğuluyorum beni derin denizlere at" diyor göçürtülmüş bir Ege türküsü. Kaybedilmiş şehirlerin hüznüdür bu; yanarken, harlı yanmak istersin; sığ sularda boğulurken derin denizlerde kaybolmak istersin. Bilirsin ki, derinlerde bir yerdedir kaybedilmiş şehrin acısı, dindirmek için kendi içindeki ateşte yanman, kendi içindeki denizde boğulman gerekir.

O insansız şehirler ki, körler düşsün diye imal edilmiş çukurlardır sadece...



 

Firarperest
Elif Şafak
Doğan Kitapçılık
Aralık 2010, 236 Sayfa, 14,00 TL

Tadına doyulmaz, kimi zaman kışkırtıcı, kimi zaman sakinleştirici ama ruhu hep özgür kalan yazılar....

İnsan ki eşrefi mahlukattır, içindeki semavi özü keşfetmekle yükümlüdür. Çıkacaksın yollara, kendine doğru git gidebildiğin kadar. Keşif boynumuzun borcudur. Kendimizi keşfetmek, aşkı keşfetmek, dünyayı keşfetmek, Öteki'ni keşfetmek...

Çakılı kalmamak sırf alışkanlıklardan ötürü demir attığın koylara. Çıkmak oralardan, geçmek dalgakıranların beri tarafına, bilmediğin memleketlere varmak, tatmadığın yemekler yemek, sözlerini anlamadığın şarkılarla içlenmek, risk almak, dağılmak ve parçalanmak ve hasret çekmek buram buram, gurbetin tadına bakmak ve kendini yabancının gözünden görmek, şaşırmak yeniden, şaşırmak bir çocuk gibi dünyanın hallerine, çeşitliliğine, güzelliğine, acımasızlıklarına... şaşırmak ölene kadar... şaşırma kabiliyetini hiç yitirmemek... budur son tahlilde Âdemoğullarına, Havvakızlarına kendilerini keşfettirten serüven.

 
 

Anne Katili Nasıl Yetişir?
Çocuk - Aile - Medya ve Şiddet
Sait Çamlıca
Akis Kitap
Aralık 2010, 176 Sayfa, 10,00 TL

 

"Çocuk ve Şiddet" konusu, çocuk merkezli değil, çocuğun çevresi merkezli incelenmesi gereken bir konudur.

Sorunları gördüğümüz zaman, "Nerde bu Devlet?" demeyi çok seven bir milletiz. "Çocuk ve Şiddet" konusu bir "Devlet" sorunu değil, "Evlat" sorunudur.

Sorunun sebebi Devlet değil, ailedir. Her şeyin temeli ailede başlar. Şiddetin tohumunun ailede döllendiğini unutmamalıyız. Aile, şiddet tohumunu bazen elleriyle dikiyor çocuklarının zihnine. Bazen medya vasıtasıyla şiddet tohumlarının çocuklarının zihnine ekilmesine seyirci kalıyor. Anne baba çocuğunu bazen kendi elleriyle zehirlerken, bazen de zehirlenmesine engel olmama hatası yapıyor.

Allah (cc) katil çocuk yaratmaz. Doğuştan katil insan yoktur. Öyleyse insanın yetişme sürecini gözden geçirmeye mecburuz. Kim, nerde, hangi hataları yapıyor da, bir melek kadar tatlı ve masum olan bir bebek, katil olabiliyor büyüyünce.

İlk Melek kadar masum, melek kadar tatlı, melek kadar günahsız olarak dünyaya gelen bir çocuk, "Anne katili" olabilecek kadar canileşebiliyorsa, bizler çocukları suçlamadan önce yetişme sürecini sorgulamalıyız.

Cinayetin her türlüsü kötüdür. Ancak "Anne katili" çocukların sayısının artması herkesi düşündürmeli. Annesine el kaldıran bir genci hangi kanun hangi emniyet müdürü hangi yasalarla zapt edebilir? Anne - baba en önemli duvardır. O duvar yıkılırsa, yıkıntının altında sadece anne baba kalmaz.

"Anne katili nasıl yetişir?" başlığıyla kitabın yayınlanmış olmasının en önemli sebebi, anne cinayetlerinin şiddetin zirvesi olmasıdır. Zirveye dikkatleri çekerek, zirveye çıkan yoldaki eksikleri göstermek istedim.

Faydalı olması temennisiyle..


 

Ruhun Yolculuğu
Hayatınızın Şifrelerini Keşfedin
R. Hakan Kırkoğlu
Doğan Kitapçılık
Aralık 2010, 292 Sayfa, 17,00 TL

Ruhunuzun bir geçmişi olabileceğini düşündünüz mü hiç ? Çocukluğunuzdan beri size çekici gelen konular olmuştur mutlaka.

Doğuştan savaşçı mısınız yoksa anlam arayan bir ruh mu?

Ruhunuz mükemmellik peşinde mi koşuyor yoksa denge arayışında mı? Meraklı bir ruh musunuz yoksa hassas mı?

Hayatınıza kuş bakışı baktığınızda belirli temaların, sizi harekete geçiren ortak unsurların farkında mısınız? Sizi derinden saran, hayatınızdaki seçimlerinizi yakından etkileyen ana göstergeler gerçekten neler olabilir? Hayata boş bir levha gibi mi geliyoruz yoksa ruhun bir arkeolojisi, bir hafızası olabilir mi?

R. Hakan Kırkoğlu, Ruhun Yolculuğu'nda uzun yıllardır görüşmelerinden elde ettiği deneyimlerini farklı bir bakış açısıyla bir araya getiriyor. Daha henüz anne karnındayken, doğumumuzdan önce gerçekleşen Güneş tutulmasını baz alarak ruhun yolculuğunun haritasını gözler önüne seriyor. Herkesin sadece doğum tarihi bilgisiyle ulaşabileceği bir ruh atlasını okurlarına sunuyor.



Not : Daha Fazla Kitap Paylaşmaya Devam Ediceğiz.

 
 
 
Tarih Ve Saat
 
Akıllı Menü
 

Gazeteler
 
Haber
Sizler İçin
 
Reklam Alanı
 

 
Bugün 16 ziyaretçi (81 klik) kişi burdaydı!

TRGG lilerin buluşma platformu

Copyright © 2009 ßy GoogleWebTR ® Tüm Hakları Saklıdır.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol